• Ermeni sahtekarlığını kanıtlayan Ağdam kültürü - FOTO

Öncelikle belirtmek gerekir ki, Azerbaycan kültürünün her bir detayı zengin geçmişimizin göstergesi olduğundan burada en yüksek estetik değerlere tanık olabiliriz. Kültürümüzün eşsiz olması diğer ülkelerin sanatının oluşmasında da zemin rolü oynamıştır. Bu anlamda düşmanlarımızın defalarca Azerbaycan incilerini sahteleştirme girişimlerini müşahede ettik. Fakat, edebi örneklerimizin üzerindeki çizgiler, etnografik özellikler, yazarların möhürbentleri vs ayrıntılar gerçeği yansıtmaya olanak tanır. Bu gerçeği Ağdam kültürel incilerinde de açıkça görüyoruz.

 

 

10528132_606907742756046_1452040578_nTaş heykeller. 1971 yılında Ağdamın Boyehmedli köyü yakınlarında Gavur-Kale denilen yerden bulunmuş anıtlar özellikle dikkat çekicidir. Gösterilen örnekler tarih itibarıyla ilk orta yüzyıllıklara ait edile bilir. Sanat tarihi açısından vurgulamak gerekir ki, bu dönemde Hıristiyan dini resmen mevcut olsa da, Azerbaycan topraklarında halen geleneksel eski Türk inançlarının göstergesi gibi ulu tanrıçılığa inanc kalmakta idi. İşte bu taş heykeli bu özelliklerin taşıyıcısı olarak değerlendirmek mümkündür.

 

 

Cesaretle diyebiliriz ki, insan figürlerini tasvir eden bu heykel grubu şimdiye kadar Azerbaycan topraklarında bulunan en orijinal plastik sanat örneklerindendir. Çok şematik tarzda, gerçek proporsiyalardan hayli öte bir tarzda yontulup düzeltilmesine rağmen, bu plastik sanat örnekleri kendi ihtişamı ve farklı sureti ile insana güçlü etki içerir. Kolayca hayal edebiliriz ki, yaklaşık bin beş yüz yıl önce yolların ayrımında veya yüksek tepe üzerine konulmuş bu heykeller kendi döneminin insanlarına hangi şekilde etkilemek gücüne sahipmiş.

 

 

Özellikle figürün göğüsünün üstünde katlanmış şekilde yukarı asılmış elleri, göklere bakan gözleri oldukça orijinal tarzda tasvir edilmiştir. Hakkında bahsettiğimiz heykellerin en büyüğünün yüksekliği 3 metreye yakındır. Bu heykeller ilk tasarlanmış üslup açısından Tovuz ve Şamahı’dan bulunmuş figürlerden farklansalar de, onları birbirine benzeten çok özellikler de mevcuttur. Bunları onların statik duruşunda, ellerinin duruşunda, hacminde, etnik tipinde, uzun saçlı olmalarında vb. görebiliriz. İşte bu benzerlik gösteriyor ki, bu dönemde genel olarak Azerbaycan topraklarında tek milli kültürün, yerel üslubun dominantlığı mevcuttu. Bu tek üslup sanat örneklerinin Azerbaycan Türklerine mensup olduğunu kanıtlıyor.

 

 

 

10544814_606907739422713_1575514360_nHaçıntürbetli anıtı.

XIV yüzyılın başlarında taş türbelerin geniş şekilde yaygınlaşması geleneksel hal gibi önemli idi. Böyle yapılara Ağdam bölgesinde de rastlamak mümkündür. Haçıntürbetli anıtı nadir tesadüf edilen bir özelliğe sahip türbedir. Ağdam ilinin Haçıntürbetli köyünde bulunan bu eşsiz anıt nispeten küçük olan bir platforma üzerinde yükselen sekizgen gövdeden oluşan kompozisyon ile tamamlanmıştır. Türbenin üzeri ise sekizgen piramit şekilli kubbeyle ustalıkla çevrilmiştir. Bu anıt da dikkatimizi çeken temel özellik onun hacminde değil, bu geleneksel yapının kendine özgü bir şekilde çözülmesindedir.

 

 

Haçıntürbetli türbesinde yeraltı bölümün mevcut olması onun kuleşekilli türbeler grubuna dahil edilmesine sebeb olan başlıca bir belirtidir. Anıtın ister iç yüzeylerinin, ister içindeki kubbenin ve gerekse de dışındaki yüzeylerin işlenmesi binaya eşsiz bir kişisel özellik veriyor. Haçıntürbetli anıtının giriş kapısı üzerindeki kitabeden, onun 1314 yılında üstad Şahbenzer tarafından Musa oğlu Kutlunun kabri üstünde inşa edildiği anlaşılmaktadır. Özel hassasiyetle vurgulamak gerekir ki, anıtın üzerinde gösterilen mimarın adı sırf Türk-Müslüman kökenli olup yapının gerçek kökünü belirler. Haçıntürbetli anıtının en zengin bölümünü giriş yüzeyinin mimarisi ve iç kubbesinin stalaktitli yapısı oluşturur. Dış yüzeyler çok da derin olmayan batıklarla işlenmiş ve bu batıkların üst kısmı kemerlerle çevrilmiştir. Bu yapı türbenin genel görüntüsünü  daha da farklı ve ilginç yapıyor.

 

 

Haçıntürbetli anıtının genel kompozisyon görünümünde önemli bir ayrıntı da onun piramitşekilli kubbenin kaplamasını oluşturan taş tava tesviye örtüsüdür. Haçıntürbetli anıtının giriş yüzeyinde ve içinde olan hayvan tasvirleri de son derece takdir edilecek bir olaydır. Onların içerisinde vahşi hayvan tasvirlerini özellikle vurgulamak önemlidir. Azerbaycan mimarisi anıtları içerisinde bu görüntüleri  hatırlatan örnekler Bakü’de, Bayıl sarayının (XIII yüzyıl) üzerinde mevcuttur. Haçıntürbetli anıtının iç stalaktit biçimli kubbe Şirvan mimarisinin taştan oyma stalaktit kompozisiyalarını hatırlatıyor.

 

 

Bu anıt üzerinde uygulanmış süsler türbenin dışında kıvrımlı tonozlarda yerleştirilmiş simetrik şekilli hayvan tasvirlerinden ibarettir. Burada kanatlı grifonla aslan, öküzle aslan, geyikle aslan, iki tavşan ve ceylanı sırt üstü yıkıp parçalayan aslan tasvirleri verilmiştir. Uygulandığı yerin boyut ve özüne bağlı olarak anıt üzerinde hayvan tasvirleri çeşitli ölçülerde çekilmiştir. Örneğin, kapının kemerleri üstünde küçük yüzeyde yüz yüze durmuş iki küçük tavşan figürü, türbenin dağ ve ormanlara dönüşmüş arka tarafında ise geniş planda aslanla ceylanın mücadelesi sahnesi tasvir edilmiştir.

 

Anıt üzerindeki resimlerin bile çeşitli boyutlarda olmasına rağmen, onlar tek teknik tarzda yaratılmıştır. Hayvan figürlerinin bazılarının üzerinde koyu kırmızı boya izlerinin kalması onların daha önce renkli olduğunu gösteriyor. Türbe üzerinde çizilmiş resimler sırf yerel özellik taşısa da, onlara benzer kabartma, oyma ve kazımalara biz Doğu aleminde yaratılmış bir çok mimari yapıların üzerinde rastlıyoruz. Bu açıdan Haçıntürbetli anıtının tasvirleri Türkiye’nin Diyarbakır kentindeki Ulu Camii’nin süslerine özellikle yakındır.

 

 

Mimari yapıların üzerinde canlıların resminin kazınmasına sadece bir bölgede değil, Azerbaycan’ın diğer bölgelerinde inşa edilmiş abidelerde de rastlıyoruz. Tüm bunlar kabartma tarzında değil, hayli yüzeysel, daha çok kazıma yönteminde yürütülüyordu. Böyle süslü anıtlar sırasına Laçin ilçesinin Cicimli köyü yakınlarındaki Melikejder türbesinin çizimlerinde dahil ede biliriz.

 

 

Günümüzde Ermenilerin işgal olunmuş arazilerimizde ettiği kültürel değerleri sahteleşdirme girişimleri Ağdam’da da olmuştur. Buna rağmen, anıtlarımızın her bir detayı, kökeni, üzerindeki Azerbaycanlı yazarların imzası vb faktörler dünya kamuoyuna gerçeği kanıtlamak gücündedir.

 

 

 

Kullanılan edebiyat

1. Efendiyev R. Azerbaycan’ın maddi kültür örnekleri. Bakü, 1960.

2. Kıyasi Cafer. Yakın-uzak ellerde.Bakı, 1985

3. Rasim Efendi. Taşlar konuşuyor. Bakü, 1980

4. Sadıgzade Ş.H. Eski Azerbaycan süsleri. Bakü, 1971

5. Salamzade A. V. Azerbaycan mimari anıtları. Bakü, 1958

6. Seyidov M. Azerbaycan efsanevi tefekkürünün kaynakları. Bakü, 1983

7. Niyazi Mehdi. Ortaçağ Azerbaycan estetik kültürü. Bakü, 1981

8. Аскерова Н.С. Архитектурный орнамент Азербайджана. Баку, 1961.

9. Расим Эфенди. Каменная пластика Азербайджана. Баку, 1986.    

 

 

Fahri Memmedli

 

 

“KarabakhToday”