• Şehid Adil Komutana bacı ittihafı

Adil Komutan! Allah hiç bir bacıya kara çerçeveli kardeş resmî paylaşmayı nasip etmesin! Abimin karalarla çepeçevre kuşatılan şu resmini Suna Ablam göndermiş bana. O Ablam ki yıllar önce Moskova‘da Gorbaçov’un elini sıkmaktan imtina etmişti, senin elinde benim halkımın kanı var diyerekten itmişti kos kocaman Sovyetlerin başında duran şahsın elini, Adil Komutanın ablasına da bu yakışırdı... 26 gün önce uçtun aramızdan Abim, gözümün ışığı... Işıksız kaldım… Gençliğini, servetini, varını-yokunu Vatan için feda ettin buna tüm Azerbaycan tanıktır; beş bacının günde beş yol sana kurban ettiği canını da Karabağ maçındaki Ermeni bayrağının açılmasını kabul etmeyerek çatlayan kalbinle kurban ettin Vatana... Milli Ordumuzun ilk kurucularındandın, Azerbaycan‘ın profesyonel askeri birliğinin ilk komutanlarındandın, Karabağ Gazisiydin, gerçek bir Kahramandın merhametli alicenap ve nevi şahsına münhasır bir İnsandın...

Senin bacın olmak şerefine eren beş kız kardeşin en küçüğü olan ben 30 yıldır yaşadığım Türkiye’de hakikatı çatır çatır savunmak için her şeye ve her kese kafa tutma cesaretini varlığının verdiği manevi güçten alıyormuşum meğerse... Seninle birlikte gücüm takatim gitti Abi, 26 gündür elim kolum kırılmış vaziyette pelte olmuş kalmışım... Uzun dilimdin Abi, yanıp kül olan kalbimdin... Bana acı nedir deseler düşünmeden senin yokluğunun yarattığı ve sensiz bir türlü doldurulamayan boşluğu tarif ederim... Sensizliğin Seni anlattığı geceleri... sen olmadığın için Sensizleşen gündüzleri... Resimlerde Seni aradığım Senli, mutlu günlerimizi...

Azerbaycan‘da ilk özel inşaat şirketini Sen kurdun ve o şirketi satarak kurduğun müdafaa destesi ile ailemizin tüm başı papaklılarını alıp Vatanı savunmaya gittin... Ağdamın Gülablı köyünden olan rahmetli anam Zümrüt hanım “ boy ay bala, menim tabuta kim girejey bir başı papaklı galmadı” demişti.. Diğer erkek kardeşim, amcamın oğlu, Ablamın 16 yaşlı oğlu hepsi orada Cehbedeydi... Türkiye‘den yardıma gelenler vardı, Atilla bey, Mehmet bey... Onları ne çok anlatırdın Sen...

Adil Komutan! Her anlamda Adildin, silah arkadaşların, onların evlatları seni yakinen tanıyanlar vefatından sonra hakkında öyle güzel şeyler anlattılar, yazdılar ki, ben şu konuya fazla girmeyeceğim, zaten sen de sevmezdin kendinden bahs etmeyi... Ondandır ki, yalancı kahramanların reklam edildiği, olmayan kahramanlıkların rivayet edildiği, o günlerde evlatlarını Azerbaycan‘dan kaçıranların bugün Azerbaycan adına kahramanlık destanları uydurduğu ortamlardan hep uzak durdun, Abi... Seni hiç bıkmadan Nureddin Hoca, Arif Paşa, Resul Mirheşimli, İlham Xelilov, Aydın Şükür, Şamil bey (Xocalıya Adalet), Vagif muallim, Şehid askerin rahmetli Arif beyin oğlu Atilla, dövüşen oğulların Hecer bacısı Sabire xanım, Ukrayna’dan Elxan bey, Agil Semedbeyli her fırsatta yazdılar, Türkiye‘den omuz omuza savaştığın Mehmet Çetinkurt anlattı henüz sen hayattayken... Cavit İsmayıl, Nigar Ödebay, Sema AKSOY yazdılar senden sonra...

Ben seni yazamadım Abi, ne kahramanlığını, ne şirketini milli orduya hibe ettiğini geçtim de İlimler Akademiyasındaki evini bile satarak Cehbe için silah sursat alldığını, ne de AZERBAYCAN için kendini kurban ettiğini yazamadım... KGB nin zindanından kaçırılan dostun Arif Paşa‘yı evinde sakladığını ben de her kes gibi Arif beyin senin arkandan yazdığı ağıt gibi veda yazısından öğrendim, Abi, Sen Vatan için yaptıklarını lütuf olarak anlatmazdın, hatta ağzını açıp tek kelime bile bahs etmezdin, Vatan borcu olarak görürdün...

Sen, yaşamı duruşu ile karakteri yüce kalbiyle örnek bir insan ve gerçek bir Kahramandın... Cehbede şehit olan, kollarında Vatan için Can veren gencecik oğullara ihanet olarak görürdün yaptıklarının anlatılmasını,”rahmetliğin uşağı millet toy üstünde oğulları gurban verdi” en çok kullandığın ifadeydi... Tv ekranlarında boy gösteren çakma kahramanlardan farklı olarak şehid askerlerinin ailelerinin dertleriyle ilgilenmeyi tercih ederdin, ondandır ki, rahmetlik şehit Arif beyin oğlu Elekber Atilla Arif düz 26 gündür FB sayfasında seninle resmini “gittiğine inana bilmirem, komandir Emi” notuyla paylaşmakta Bizim aile göz bebeğini, Komutanı olduğun askerlerin aileleri Komandir emilerini, Vatan gayretli bir evladını, yiğit komutanını kaybetti...

Şemistan Alizamanlı Komandir şarkısını kaynar dövüşlerin olduğu o yıllarda uzunca süre senin batalyonunda bulunduktan, orada yaşanan kahramanlıklara bizzat tanık olduktan sonra senin şerefine bestelemişti, sağolsun!.. Sen sadece bir ailenin, birlikte savaştığın mücadele ettiğin cephe dostlarının değil, Can Azerbaycan’ın medarı iftiharıydın, Abi! Sen hiç makam mevki peşinde olmadın, olanlara da tenezzül etmedin, ama Türkiye‘de önemli makamlarda bulunduğum ve gelmiş olduğum konumumdan dolayı hiç belli etmeden gizliden gizliye benimle gurur duyduğunu fark ediyordum (her ne kadar rektör olduğum zaman kalbinin tedavisi için gösterdiğim duygusal tepkiye kızarak rektör yardımcıları ve tıp Fakültesi hocalarının önünde bana bu kız zır delidir, bunu zincire vurun desen de) senin erkek kardeşleri için “Allah ölümümüzü sizin karşınızda etsin” dualarını dilinden eksik etmeyen bacılarını ve seninle nefes alan Heşimzadeler sülalesinin kalabalık üyelerini çok sevdiğini biliyorduk... Ama sen Vatanı, Toprağı ve hasret kaldığın Karabağ’ı hepimizden çok seviyordun, seni Kahraman yapan da “Önce Vatan” ilkesini yaşam felsefesi olarak kabul etmiş olmandı... Sen sözde değil (ki, onların sayı çok fazla maalesef), özde Kahraman olan insanlardandın, benim çok yakışıklı, ipek gibi yumuşacık kalpli, ama çelik iradeli Abimdin.

Seninle ilgili geçmiş zamanda konuşmak hayattaki en ağır iştir... Ölümüne inanmak öyle zor ki... Sen, düğünlerde ve cenazelerde tüm sülalemizin başına toplandığı, rahmetli atamın ve rahmetli emimin, ki aynı zamanda bacanaklardı, yerine koyduğumuz göz ağrımızdın...

Sen doksanların başında askerlerinle birlikte günlerce haber alınamadığı için resmî dairelerce öldüğü söylenilen, üç gün sonra ARAZ nehrinin karşısına geçerek birliğini en az zaiyatla kurtarma başarısı gösteren Kahraman komutandın... Ölümüne inanmak da, alışmak da çok zor. Nigar Ödebay doğru yazmış “Kahramanlar ölmüyor Adil Komutan”, manen hep bizimle olacaksın, ama fiziken yokluğun var ya o yaman yakıyor ciğerimi Abi, kor ateş gibi yandıra yandıra, deşerek köz köz yapıyor kalbimi...

O güzel yüzünü bir daha göremeyecek olmam, alaycı tebessümünden mahrum kalıyor olacağımız gerçeği çok acı veriyor, çooook... Doğum günün ailemizin tüm üyeleri tarafından her kesin öz evinde sana layık şekilde açılmış sofralarla kaydediliyordu her yıl... 2 Kasım senin Doğum günün Abi... Kasımın birinden ikisine geçen gece sen bu dünyaya gelmiş Heşimzadeler ailesini sevince garkeden bir mutluluk yaşanmıştı... Tam 17 yıl sana kurbanlar kesilmişti, tam 59 yıl senin varlığın için şükürler edilmiş, sen odun-ateşin önünde cephede vuruşurken, sen Azerbaycan milli mücadelesi için hapslerde yatarken, sen yıllarca savaştıktan sonra Karabağ hala da Ermenistan işgalinde olduğundan “toy üstünde oğullar boşuna mı şehit oldular“ diyerek kalbinin yüzde yetmişini param parça eden enfarktüs sonrası sana sunulan her türlü makam mevkiyi elinin tersiyle iterek inzivaya çekilirken... doğum günün hep kutlanmıştı...

Bu sene senin Doğum gününü sensiz kutlayacağız, Abi. Azerbaycan‘da bu haftaki Cuma akşamı gözyaşlarıyla hatırlanacak doğduğun gün, Türkiye‘de ise 2 Kasım (Cumartesi) Ankara, Çankaya Cumhurbaşkanlığı köşkü karşısındaki Hasan Tanık camisinde ikindi namazı sonrasında (saat 15.30) okunacak Mevlut, hatmedilecek Kuran ve akabinde ihsan olarak ikram edilecek yemekle Abim, Canım ciğerim – Karabağ Gazisi, Adil Komutan, Doğum gününde vefatının 28 gününde yad edilecektir... Bu sana, sensiz yapacağımız ilk Doğum günüdür fani dünyada... Bu Doğum günün, ebedi dünyada meleklerin seni kutlayacağı ilk Doğum günün olacak Abiciğim, kutlu olsun Abimi tanıyan, şahsıma ve ailemize bu ağır acılı günümüzde dualarıyla destek olan, taziye ziyaretinde bulunan tüm dostlar davetlidir. Doğum günün kutlu olsun, Abi! Mekanın cennet olsun!

Not: Ben senin vefatını sana yakışır bir yazıyla yazamadım, Abim... Ne kırılmış parmaklarım, ne de yanan-kavrulan kalbimin acısını ifade eden kelimeler yardımcı olamadı bana... Olsun, Vatan ve gerçek Vatanseverler seni hakettiğin şekilde arkandan yazıyor ve yazacak Adil Komutan! Azerbaycan tarihinin seni ve senin gibi Vatan yolunda şahadete erenleri hak ettiğin şekilde taçlandıracağı gün, Karabağ’ın işgaldan gurtulacağı gün olacaktır!..

Şuşa Şehrinde mezarı esir Dedem Seyyit Elövset Ağa, Zengezurda mezarları esir olan Atam Mir Teyyub Ağa, emim Mir Celal ağaya hasrete doğru uçan ruhunla selam götür, Abi. En büyük hayalin işgal altındakı topraklara gitmekti, en azından ruhunla gide bildin. Tinin hep uçmak olsun, Adil Komutan!

Adil Heşimzadenin bacısı olmakla şeref duyan

Aygün Heşimzade Attar

 

 


Yazar Aygün Heşimzade Attar


Kaynak Karabakh.Today